28 Eylül 2010 Salı

Ruhsal Özellikler

     Bireyin; etkiye en açık öğrenme, olgunlaşma yoluyla şekillenen ve en çok şahsına özgü niteliklerinden olan ruhsal özellikler, bütün bu sebeplerden dolayı da, üzerinde kesin konuşulması güç olan bir alandır.

     Her bireyin ruhsal özellikleri, diğerlerine göre farklıdır; fakat bireyler, bu özelliklerini oluşturan duyguları nispeten ortakyaşarlar. Bireylerin diğer insanlarla örtüşen yanları duygularıdır. Bu duyguların oluşturduğu bütün, her birey için tektir ve kimse kimsenin tıpa tıp aynısı değildir.

     Bireyin ruhsal özelliklerinin oluştuğu esas dönem, okul öncesi çağdır. Bu dönemde temel kişilik özellikleri gelişir. Bu yüzden bireyin eğitimindeki en önemli dönem, okul öncesi yaşlardır.

     Duygular, birey dünyaya geldiği andan itibaren gözlemlenebilir. Bebeğin genel davranışlarına bakılarak memnun olup olmadığı gözlenebilir. Bebek büyüdükçe hem duygusal davranışlarının türü, hem de nedenleri belli olmaya başlar. Bebek doğumdan sonra ilk tepkilerini ağlayarak gösterir. Altı ıslandığında, üşüdüğünde, canı yandığında, acıktığında ağlayarak durumunu belli eder.

     Okul öncesi çağı, çocuğun bütün duygu türlerinin ortaya çıktığı çağdır. Öfke, kıskançlık, nefret, hoşgörü, sevgi, paylaşım vb. duygular bu çağda belirir. Bu sebeple, bu çağda ailenin tutumu büyük önem taşır. Çocuk ailesinden ve yakın çevresinden gördüğü tepkilere karşılık, duygularını biçimlendirir. Örneğin çocuk öfke gösterisiyle istediklerini elde etmeyi öğrenirse, bu tavrın çocukta yerleşmeye başladığı görülür. Sevmediği bir işin yapılması kendisinden istendiğinde, çocuğun öfkesi dikkate alınarak bundan vazgeçilirse bir dahaki seferde çocuğun yine öfkeyle karşı koyduğu görülür. Ayrıca aile tepkileri, diğer ruhsal özelliklerinde şekillenmesine neden olur. Korku, kıskançlık vb. gibi özellikler de aile tutumlar sonucu şekillenir.

     İki üç yaşına gelindiğindeyse çocuğun soru sorma çağı başlar. Çocuk kendisine yeni gelen her şeyin ne olduğunu, nasıl olduğunu sürekli sorgular. Yine bu dönem dikkat ve özen isteyen bir dönemdir. Çocuğun sorduğu sorular özenle cevaplanmazsa, çocukta yanlış bilgiler kalıcı etkiler bırakabilir. Ya da sorduğu sorulara karşı alınan tavır olumsuz olursa, çocukta öğrenme arzusu körelebilir.

     Bu yaşlarda çocuk yeterli düzeyde sevgiyi bulamazsa içine kapanık bir kişilik sergiler. Bunun aksine çok abartılı sevgi gösterilirse, çocuk hırçın ve kendini beğenmiş tavırlar sergileyebilir.

     İlkokul çağına gelindiğinde genelde, çocukta belirginleşen aşırı ruhsal durum göstergeleri normale dönmeye başlar. Çok kıskanç ya da bencil olan çocuk daha ılımlı bir karakter sergilemeye başlar. Bu dönem, çocukta ruhsal olgunluğun başladığı dönemdir. Okul çağında çocuğun genişleyen çevresi ve yeni ortamlar, onun kendi dünyasından sıyrılıp diğer insanların dünyasına adım atmasına neden olur. Bu sebeple çocukta sosyalleşme ve duygusal olgunluk da gelişmeye başlar.

     Bu dönemde görülen bir diğer değişiklikse çocuğun kendi kendine kurduğu korku dünyasından uzaklaşmasıdır. Çocuk korkularından biraz daha sıyrılıp sakinleşmeye başlar. Zamanla imgelerine dayalı korkular, iyice azalır. Çocuk karanlık, yangın, kaza, hayvanların zarar vermesi gibi korkulardan sıyrılırken daha çok arkadaşları arasında sevilme, beğenilme gibi kaygılarla uğraşır.

     İlkokul çağında çocuk; daha çok arkadaşlarını, onların şakalarını, oyunlarını, hatalarını veya gülünç yönlerini, başarılarını ve sevgilerini önemsemeye başlar. Yaşı ilerleyip çocuk ergenliğe adım attığında, çocukta akranları arasında olma ve onlarla birlikte hareket etme arzusu da artar. Bununla birlikte kimi utangaçlıkları da daha etkili yaşar. Bu utangaçlığı onun beceriksizleşmesine, kendini beğenmelerini istediği kişilerin bulunduğu yerlerden kaçmasına ya da bu gibi ortamlarda sıkılmasına neden olur.

     Bu dönemde gencin gösterdiği sevgi ve sevmeme tepkileri de aşırıdır. Sevdiklerine çok bağlıdır. Sevmediklerindense uzak durmaya çalışır. Bu aşırılık durumu, gencin son ergenlik dönemine doğru normale döner. Ergenlik dönemlerinde gençlerin ilgileri, kendi bedenlerindeki değişimlere ve karşı cinse yönelir. Bununla birlikte toplumdaki olaylarla ilgilenme bilgi ve düşüncelerini geliştirme çabası da bu dönemde yoğunlaşır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder